Alanya’nın simgesi olan Kızılkule, 13. yüzyılda Selçuklu Sultanı I. Alaeddin Keykubad tarafından denizden gelecek saldırılara karşı limanı, tersaneyi ve Alanya Kalesi’ni korumak amacıyla inşa edilmiştir. Halep’li usta Ebu Ali Reha el Kettani’nin eseri olan kule, Orta Çağ Akdeniz savunma yapılarının eşsiz örneklerinden biridir.
Sekizgen planıyla dikkat çeken kule, yüksekliği doğu yönünde 33 metreye ulaşırken, batı yönünde ise eğimli arazinin yapısı nedeniyle daha kısadır. Dış cephesinde kırmızı tuğla ve muntazam kesilmiş kireç taşı taşları kullanılarak sağlam ve estetik bir görünüm yaratılmıştır. Kızılkule’nin kuzey duvarında yer alan ve 1226 yılında inşa edildiğini belirten kitabesi, tarih meraklıları için önemli bir belge niteliğindedir.
Savunma amaçlı tasarlanan kulede toplam 56 mazgal penceresi, düşmana sıcak zift ve su dökme amaçlı 22 açıklık ile 6 adet çörten yer alır. İçinde zemin kat, birinci kat, asma kat, açık kat ve teras olmak üzere beş kat bulunur. Dar giriş kapısı ve dar koridorlar, askeri güvenlik için özel olarak planlanmıştır.
Kulenin zemin katı bugün Etnografya Müzesi olarak kullanılırken, birinci katta büyük bir su sarnıcı ve özgün havalandırma bacaları ziyaretçileri karşılar. Teras katından Alanya ve Akdeniz’in muhteşem panoramik manzaraları izlenebilir.
Tarih boyunca hem görkemiyle hem de stratejik önemiyle dikkat çeken Kızılkule, Alanya’ya gelenlerin mutlaka görmesi gereken tarihi bir duraktır. Hem mimarisi hem de denizle bütünleşen konumuyla eşsiz bir ziyaret deneyimi yaşatmaktadır.